Göçmen Kadınların Erzurum’da Yaşadığı Göçmenlik Deneyimleri Üzerine Nitel Bir Araştırma
##plugins.themes.bootstrap3.article.main##
Özet
İnsanların yaşadıkları toplumdan ve çevreden daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak ya da yaşadıkları yerdeki insanlardan uzaklaşarak daha güvenli bir yere geçme niyeti ile ayrılmaları olarak nitelendirilen göç günümüzde olduğu gibi tarih boyunca gözlemlenen bir olgudur. İnsanların, toplumların ve kültürlerin yapısal özelliklerinden kaynaklı olarak göç gibi göçe dair algıları ve göçe verdikleri tepkiler her ne kadar değişkenlik gösterse de göç, tüm insanlığı ilgilendiren ve tüm insanlığın yüzleşmek zorunda kaldığı en önemli toplumsal sorunlardan biridir. Bu sorun günümüzde uluslararası ilişkileri ve problemleri belirleyen en önemli maddelerin içerisinde yer almaktadır. Göç kendisi bir problemken kendi içinde de çocuk, kadın, hasta, engelli, yaşlı gibi özel grupların göçe bağlı olarak yaşadığı problemleri de bünyesinde barındırmaktadır. Bu çalışmada çeşitli nedenlerle yaşadıkları yerden ve bireylerden ayrılarak Erzurum’a göç eden kadınların karşılaştıkları ensarlık tutumlarını, göçmen kadın oldukları süreçte yaşadıkları duygusal ve sosyal yalnızlıkları ve bunun üzerinde etkili olan etmenleri ve kendilerinin ensar olmaları durumunda tutumlarının neler olabileceklerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Erzurum’da göçmen olan kadınlara kar topu örnekleme yöntemi ile ulaşılmış olup derinlemesine mülakat yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler NVİVO 12 programı ile analiz edilmiştir. Analiz neticesinde göçmen kadınların genel olarak Erzurum halkının ensarlığından ve diğer göçmenlerle iletişimlerinden memnun olduğu, göç yolculuğuna başladıkları bireylerden Erzurum’a geldikten sonra bekledikleri manevi desteği alan ve alamayan göçmen kadınların olduğu, genel olarak çocuklarının eğitim ihtiyacını karşılamak amacıyla ve savaş nedeni ile can güveliklerinin olmaması nedeniyle Türkiye’ye göçtükleri ve bundan çok memnun oldukları, çok zor şartlarda göç ettikleri için ve diğer nedenlerle çalışmaya katılanların hemen hemen hepsinin ruhsal/psikolojik sorunları olduğu ve ailelerini ve vatanlarını oldukça özledikleri görülmüştür. Ayrıca kendilerinin ensar olma durumunda göçmen kadınlara daha merhametli ve iyi davranacaklarını dile getirdikleri de görülmüştür. Türkiye’de göçmenlerin yerel halkın hem kültürü hem de iş imkanları açısından birer tehdit olarak görülmesine karşın Erzurum’da yaşayan kadınların yerli halktan memnun oldukları, ancak çocuklarının dışlanmaya maruz kaldığı ve dayak yediği sonucuna ulaşılmıştır. Gerçekleştirilen bazı çalışmalar ebeveynlere yönelik sosyal dışlanmayı çocukların kendi üzerlerinde hissettiği ve göçmen öğrencilerin akranları tarafından doğrudan sosyal dışlanmaya maruz kaldıklarını ortaya koymuşlardır.
##plugins.themes.bootstrap3.article.details##
Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License ile lisanslanmıştır.