https://sobibder.org/index.php/sobibder/issue/feedSosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Dergisi2025-11-06T17:39:38+00:00Prof. Dr. Yüksel ÖZTÜRKeditor@sobibder.orgOpen Journal SystemsSosyal, Beşeri ve İdari Bilimler Dergisi’nin yayın odağında; Sosyal Bilimler alanındaki profesyonellere akademik katkı sağlayan, sektörel uygulamalara katkı sağlayan teorik ve uygulama arasında köprü olan, Sosyal Bilimler alanlarında ulusal ve uluslararası karşılaştırmaları inceleyen eserler yer almaktadır.https://sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/613Strateji, Uyum ve Direniş Bağlamında Ataerkil Pazarlık2025-11-06T16:29:46+00:00Ayşe AYDINayaydin@gelisim.edu.tr<p>Ataerkil pazarlık kavramı, cinsiyet rejimlerinin işleyişini çözümlemede kuramsal ve ampirik<br>araştırmalara yön veren analitik bir araç özelliği taşımaktadır. Çalışma, bu bağlamda, kavramın<br>kadın çalışmalarındaki işlevine odaklanmakta; hak temelli cinsiyet eşitsizliklerinin yalnızca<br>ortaya konmasını değil, aynı zamanda giderilmesine yönelik kuramsal bir çerçeve sunmadaki<br>potansiyelini tartışmaktadır. Derleme niteliğinde olan çalışma, literatür taramasına<br>dayanmaktadır. “Toplumsal cinsiyet”, “ataerki”, “ataerkil pazarlık”, “kadın stratejileri”, “kadın<br>istihdamı” gibi anahtar kelimelerle ulaşılan yayınlar arasından, ataerkil pazarlık kavramını<br>analiz birimi olarak ele alan sekiz akademik makale incelenmiştir. 2009–2024 yılları arasında<br>yayımlanan çalışmalar; Çin, Türkiye, Bangladeş, Kanada, Nijerya, Güney Afrika ve Nepal’de<br>gerçekleştirilen saha araştırmalarına dayanmaktadır. Literatür, ataerkil yapılarda kadın ve<br>erkek öznelliklerinin nasıl kurulduğunu, güç ilişkilerinin nasıl sürdürüldüğünü ve kadınların<br>geliştirdikleri stratejik müzakere biçimlerini ortaya koymaktadır. Sonuç olarak çalışma, ataerkil<br>pazarlık kavramının yalnızca açıklayıcı bir kategori değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet<br>eşitsizliklerine yönelik eleştirel ve dönüştürücü bir perspektif geliştirmeye imkân tanıyan<br>kuramsal bir zemin sunduğunu göstermektedir.</p>2025-11-06T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2025 https://sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/614Ahlaki Olanın Toplumsal Olandan Ayrımı: Piaget ve Kohlberg'ten Sosyal Alan Kuramına2025-11-06T16:40:19+00:00Melike ACARacarmel@mef.edu.tr<p>Bu makale, Sosyal Alan Kuramını (Turiel, 1983; 2002) temel alarak ahlaki, toplumsal-geleneksel<br>ve kişisel-psikolojik alanların epistemik ölçütlerle ayrımını açıklığa kavuşturmayı<br>amaçlamaktadır. Ahlaki alanın zarar, hak ve adalet gibi genellenebilir ve otoriteden bağımsız<br>ilkelere; toplumsal-geleneksel alanın otorite, kural ve uzlaşıya; kişisel alanın ise özerk tercihlere<br>dayandığı ampirik olarak tutarlı bir biçimde gösterilmiştir. Makalenin birinci bölümünde, Piaget<br>ve Kohlberg’in yapısal-gelişimsel, evre temelli yaklaşımları doğru konumlandırılarak, Türkçe<br>alanyazındaki katı, doğrusal evre varsayımı, “genetik epistemoloji”nin biyolojik indirgemecilikle<br>eşitlenmesi ve içerik ve bağlamın göz ardı edilmesi gibi yanlış okumalar kısaca düzeltildi.<br>Ardından alana özgü ayrımın dayandığı ölçütler—otoriteye ve kurala bağlılık, genellenebilirlik,<br>kişisel özerklik—sistematik olarak tanımlandı. Türkçe alanyazında kuramın “Toplumsal Alan<br>Kuramı” diye çevrilmesi ve social/societal/toplumsal terimlerinin birbirinin yerine kullanılması,<br>kuramsal bütünlüğü zedeleyen bir terminoloji sorunu olarak tartışılmıştır. Son olarak,<br>ölçekleştirme eğilimine karşı, yarı-yapılandırılmış görüşmelerle gerekçe analizinin kuramla<br>yöntemsel uyumu savunulur. İkinci bölümde ise 1975–2025 arasındaki Sosyal Alan Kuramı<br>araştırmaları üç başlık altında kısaca derlenmiştir: (1) alanlar arası koordinasyon (2) grup<br>süreçleri, akran dışlaması ve eşitsizlik bağlamında yargıların farklılaşması; (3) eğitim<br>uygulamalarına yansımalar (kapsayıcı eğitim uygulamaları, hak ve adalet dilinin<br>güçlendirilmesi). Makale, kuramın doğru anlaşılması ve uygulanması için kavramsal netlik<br>sağlamayı ve Türkçe yazındaki terminolojik karışıklıkları gidermeyi amaçlar. Böylece sosyal alan<br>ayrımlarının araştırma tasarımına ve veri yorumuna doğrudan yön vermesi hedeflenmektedir.</p>2025-11-06T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2025 https://sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/615Platon’da Varlık Kavramı ve İslâm Felsefesindeki Yansımaları2025-11-06T16:45:11+00:00Ahmet BOZYİĞİTabozyigit72@hotmail.com<p>Felsefenin en kadim meselelerinden biri olan varlık kavramı, düşünce tarihi boyunca varlığın<br>tanımı, ilkesi, türleri, başlangıcı ve sona erip eremeyeceği gibi sorular temelinde tartışılmıştır.<br>Tartışmalar boyunca varlığın mahiyeti, hep felsefi düşüncenin merkezinde yer almaya devam<br>etmiştir. Varlığın anlamı, niteliği ve ontolojik konumu üzerine yapılan sorgulamalar, felsefenin<br>gelişiminde belirleyici olmuştur. İlkçağ filozoflarından Platon, varlığı idealar dünyası ekseninde<br>değerlendirmiş ve onu duyusal dünyanın ötesinde, değişmez ve kalıcı bir gerçeklik olarak<br>tanımlamıştır. Platon’a göre idealar, gerçek anlamda var olandır; duyusal dünyadaki varlıklar ise<br>sürekli değişim ve oluş içinde olduklarından tam anlamıyla var değildir. İslam filozofları Kindî,<br>Fârâbî ve İbn Sînâ ise bu anlayışı geliştirerek, varlığı zorunlu ve mümkün varlık ayrımıyla ele<br>almış, varlık-mahiyet ilişkisi üzerinde durmuşlardır. Bu metafizik yaklaşım, sonraki dönemlerde<br>hem İslam düşüncesinde hem de Batı felsefesinde etkili olmuştur. Bu çalışmada, varlık<br>kavramının tarihsel-felsefi gelişimi, Platon’un varlık anlayışı ve bu anlayışın İslam filozofları<br>üzerindeki etkileri ele alınacaktır.</p>2025-11-06T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2025 https://sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/618Sanat Tıp İlişkisi Üzerine: Göz Hastalıklarının Koruyucu Azizesi Santa Lucy (Lucia) Örneği2025-11-06T17:31:43+00:00Derya UZUN AYDINderya.uzunaydin@batman.edu.tr<p>Makale çalışmalarında kimi zaman okunan bir kitaptan, bir makaleden, izlenen filmlerden vb.<br>konulardan ilham alındığına tanıklık edilmektedir. Örneğin dijital bir film platformunda izlenen<br>bir sinema filmi buna örnek teşkil etmiştir. Bu filmde, kurgusal anlatı içerisinde yer alan bir resmi<br>görüp onu araştırmakla bu çalışmaya başlanmıştır. Filmdeki resim Azize Lucy (Lucia)ya aittir.<br>Kimdir bu azize ve bu resim neyi anlatmaktadır? Azize ile ilgili yapılan çalışmalarda kendisine,<br>özellikle yabancı kaynaklarda ve hatta göz hastalıkları ile ilgili dergilerdeki sembolik anlatılara<br>rastlamış olmak ise dikkate değer bulunmuştur. Bu amaçla yola çıkarak, azizenin hayatı,<br>efsaneleri ve özellikle de tıpla ilişkili sembolik anlatımlara, ikonografik bağlamda araştırmalara<br>ağırlık verilir. Bu noktada bu çalışmanın sanat tarihi literatürüne de kazandırılması gerekliliği<br>düşünülmüştür. Nihayetinde azizenin tek başına ele alındığı Türkçe sanat kaynaklarının ve<br>anlatılarının olmadığı gözlemlenmiştir. Bunun akabinde bu çalışmayı yapmanın önemi bir kez<br>daha anlaşılmıştır. Lucy’nin efsaneleri; çekeceği çileler ve özellikle gözle ilgili olan efsanesi<br>çalışmanın ana temasını oluşturmuştur.</p>2025-11-06T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2025 https://sobibder.org/index.php/sobibder/article/view/619Hicri Divanı’nda Çiçekler2025-11-06T17:36:16+00:00Ahmet Selman YİĞİTahmetselman.yigit@gumushane.edu.tr<p>Klasik Türk şiiri estetiğinde çiçekler, şiir dilinin ve hayal dünyasının en temel ve en zengin<br>motiflerinden biridir. Şairler, çiçeklerin estetik özelliklerini gerçekçi gözlemlerle şiirlerine<br>taşımış, ancak bu gözlemleri soyutlamalar, semboller ve edebi sanatlar aracılığıyla<br>derinleştirmişlerdir. Özellikle teşbih ve istiare sanatlarında çiçekler, soyut duygu ve kavramları<br>somutlaştırarak anlatımı zenginleştirir ve okuyucunun zihninde güçlü imgeler yaratır. Bu sayede<br>çiçekler, şiire sadece görsel bir güzellik katmakla kalmaz, aynı zamanda sanatsal ifade gücünü<br>de büyük ölçüde artırır. Bu bağlamda incelediğimiz Hicri Divanı’nda, şairin sanat kabiliyetini<br>dışa vururken çiçeklerden fazlasıyla faydalandığı örnekleriyle ortaya konulmuştur. Çiçeklerin<br>divan şiirine en büyük katkısı, sevgilinin güzelliğini ve aşk temasını ifade etmede üstlendikleri<br>merkezi roldür. Şiirlerde en sık kullanılan gül, lale, sümbül, nergis, menekşe, erguvan ve yasemin<br>çiçekleri, sevgilinin farklı güzellik unsurlarıyla özdeşleşmiştir. Şair Hicri’nin, şairlik hüneri ile<br>hayal dünyasında yoğurduğu benzetmeler, sevgilinin hayali ve idealize edilmiş portresini nasıl<br>oluşturduğu bu çalışmada irdelenmiştir.</p>2025-11-06T00:00:00+00:00Telif Hakkı (c) 2025