Ulusal Egemenlik Kavramının Geleceğine İlişkin Bir Değerlendirme
##plugins.themes.bootstrap3.article.main##
Özet
İnsan uzlaşma ve düzen ihtiyacının bir gereği olarak toplumsallaşmıştır. Devlet ise uzlaşı ve düzeni üstün bir güç olarak garanti altına alan aygıt olarak belirmiştir. Devlet bu nedenle sözleşmeci teoriler çerçevesinde ele alındığında zorunlu olarak ussaldır. Böylece insan, toplumsallaşma süreci içerisinde yöneten-yöneten ilişkilerince içersenmiştir. Devlet yetkinin kendisinde temerküz ettiği bir yapıdır. Bu haliyle hak etme isteği duyan her kişi ya da kesimin de ele geçirmeye çalıştığı bir şey olmuştur. Devletin bu yönetme yetkisini nereye dayandırdığı, nasıl meşrulaştırdığı egemenliğinin gücünü ve sürdürülebilirliğini belirlemektedir. Ulusal egemenlik bu noktada ulusla kurduğu ilişki üzerinden anlamlandırılmaktadır. Ulusal egemenlik bu noktada ulusla kurduğu ilişki üzerinden anlamlandırılmaktadır. Egemenlik günümüzde anlayışı altyapıyla etkileşimi dolayısıyla bir dizi değişiklik geçirmekte ve insan hakları ve özgürlükleri temelinde dönüşmektedir. Ulus devleti var eden koşullar değişmekte küresel konsensüsler oluşmakta, iktisadi unsurlar dünya toplumlarını aynılaştırmaktadır. Bu durum, üzerinde uzlaşılacak hukuki ve ahlaki çerçevenin insan hakları olarak belirginleşmesine yol açmaktadır. Yazı bu çerçevede ulusal egemenliğin geleceğine değerlendirmektedir.
##plugins.themes.bootstrap3.article.details##
Bu çalışma Creative Commons Attribution-NoDerivatives 4.0 International License ile lisanslanmıştır.